Hallaç pamuğu gibi atıp yok edecek atom bombaları başlıklı binlerce füzelerinizi biyolojik silahlarınızı velhasıl tüm ağır silahları milletler yapılan soykırımı önlemeye yanaşmıyorlar. Hani siz medeniyetin savunucularıydınız demokrasinin ana vatanıydınız insancıl davranışların merkeziydiniz Erbakan hocamızın ağzı ile “Haydin Ordan” siz olsanız olsanız çıkarınızın ve riyakarlığınızın merkezi olabilirsiniz Değiliz diyorsanız MEDENİLEŞİYORMU YOKSA ESAS İLKELLEŞME MAKSATLARINI SAKLAYIP EL ALTINDAN MAĞANDALAŞIYORMU İNSANLIK
Bir yıl önce Hamasın İsrailleri kaçırıp rehin almalarını bahane ederek Gazze şeridinde soykırım yapan İsrail, dünyanın başına bela olmaya devam ediyor. ABD denen tüm insanlığın düşmanı caniler iki yüzlü Avrupa devletleri Birleşmiş Filistin’e 1967 sınırlarında başkenti doğu <<Kudüs<< olan bir Filistin devleti kurulmasını sağlayıp soykırımı zirveye çıkaran NETENYAHU ve Gallantı tutuklayın Irakta Suriye Afrika’da daha doğrusu tüm dünyada da sömürüyü bırakın sömürülen ülkelerin insanlarını insanca yaşayacakları bir yok edin.
Dünya çapında gelir dağılımında adaletsizliği ortadan kaldırın. Ülkelerindeki yöneticilerin beceriksizlikleri yüzünden refahı yaşayamayan insanların 21. Asrın kavimler göçünü önleyin.
52 devletten oluşan ABD İsrail’i o kadar seviyorsa Yahudilerin çoğunlukta olduğu bir eyaleti israile teslim etsin Orta doğudaki çıban başı ortadan kalksın böylece bitmek tükenmek bilmeyen nesilden nesile devam eden İsrailin sebep olduğu bu huzursuzluk ortadan kalkmalı.
GELELİM ÜLKEMİZDEKİ SORUNLARA
2002 den önce her iki yılda bir seçime gidiliyor ülkemiz istikrarsız bir yönetim. Mali durum hiç iyi değildi. ECEVİT sürekli tünelin ucunda ışık göründü deyip dururken Cumhurbaşkanı <<AHMET NECDEN ŞENERİN >>de katıldığı kabine toplantısında Başbakanın suratına Cumhurbaşkanı ANAYASAY I fırlatınca ekonomide tabiri caizse kıyamet koptu. Dolar aldı başını gitti Ecevit Bahçeliye Başbakan sen ol teklifi yaptı Bahçeli Başbakanlık sorumluluğunu yüklenmeyi kabul etmedi. Ecevit kabineyi toplayıp erken seçim kararı aldı.
Bu arada Recep Tayip Erdoğan Adalet Ve Kalkınma Partisini kurdu. 2002 de yapılan seçimlerde koalisyon hükümetini oluşturan partiler parlamento dışında kaldılar.
AKP tek başına iktidara geldi. Tek başına iktidara gelince ekonomi ayağa kalktı. Şımaran PKK yı ortadan kaldırmak için açılım politikası çerçevesinde Kürtlere TRT de bir kanal eğitimde özel kurslar açarak Kürtçe konuşma ve şarkı türkü söyleme serbestinin yanında çocuklarına Kürtçe ad verme serbestisi gibi bazı demokratik açılımlar yaptı. Buna rağmen Hendek politikası ile özerk şehirler ilan etmeye başlayınca devlet PKK yı topyekün ortadan kaldıracak Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyine askeri harekâtlarda bulundu. Aynı zamanda Irakın kuzeyinde ve doğrusunda Kürtlerin ilan ettiği bölgeyi Suriye’nin kuzeyinde de Iraktakine benzer bir durum oluşturup iki ülkedeki özerk bölgeleri birleştirip İskenderun’da içine alan deniz bağlantılı bir devletçik oluşturmak için ABD ve Rusya anlaşmışlardı. Esat zaten Şam ın dışına çıkamaz olmuş Rusya’nın kuklası şeklinde yönetimini devam ettirmeye çalışıyor
Bu durumda Türkiye ben bu duruma müsaade edemem sloganı ile Bahçeli’ninde desteği ile derinliği 30-40 km olan bazı sınırlar PKK dan temizledi . Asker kayıplarımız oldu ise de Kilis’imize Hatay’ımıza ve diğer şehirlerimize güneyden yapılan saldırılar %99 önlendi. Fıratın batısındaki ve diğer bölgedeki PKK varlığı halen sürmekte.
Tek başına hükümet yurt çapında kasabalar ilçeler illerde organize sanayi bölgeleri kurularak 2002 de 32 milyar dolar olan ihracatı 260 milyar dolara kadar çıkardı. Hedef 500 milyar dolardı ama olmadı. Belki PKK ile mücadele olmasaydı beklide 600 milyar dolara çıkabilirdi.
Ülkenin dört bir tarafında örfi idare veya olağan üstü yönetim sona erdi. Yurttaşlar biraz daha özgürleşti. İnsanlarımız bakımsız SSK hastanelerinde kuyruklarda çile doldururken bir şehri içine alabilecek kadar devasa hastaneler kuruldu. Yurttaşlar istedikleri özel hastanelerde de tedavi olabiliyorlar.

Son yıllarda, Suriye’deki iç savaşın etkisiyle birçok insanın ülkemize sığınması, bölgedeki tarihî ve kültürel bağların önemini yeniden gözler önüne sermiştir. Esat rejiminin zulmü, pek çok Suriyelinin can güvenliğini tehlikeye atarak göç etmesine sebep olmuştur. Osmanlı döneminde köklü bağlar kurduğumuz bu komşu ülkeye ait bireyler, ailevi ve kültürel ilişkilerle dolu bir geçmişe sahiptir.Sınırımızda 910 kilometrelik bir alan olması, tarihi akrabalıkların varlığı açısından önemlidir. Osmanlı atalarımız, bu topraklardaki huzuru sağlamak ve hac yolcularını korumak amacıyla bölgeye asker yerleştirmiş, orada yaşayan Türkmen topluluklarıyla güçlü ilişkiler tesis etmiştir. Ancak, Baba Hafız Esat’ın iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, bölgede zulüm ve baskı dolu bir dönemi başlatmıştır. Bu baskılar, Suriyeli bireylerin Türkiye’ye sığınmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.Suriyeli gençler, ülkesinde yaşanan açlık ve zulüm sebebiyle, kendi halklarıyla savaşa katılmaktansa başka bir gelecek arayışına yönelmişlerdir. “Neden Esat ile savaşmıyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevaplar ise, acı bir gerçeği açığa çıkarmaktadır; gençlerin kendi milletleriyle savaşmaları, onları ölüme göndermekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesi, sadece hayatta kalma içgüdüsüyle bağlantılıdır.Türkiye, bu zor süreçte Suriyeli dostlarına kapılarını açmış ve onların burada bir yaşam kurmalarını sağlamış; alevlerin ortağında kalmış bir halkı kendi topraklarında ağırlamıştır. Bugün, Suriyeli bireylerin ekonomik geçim mücadelesine katkı sağlamak amacıyla arada bir ülkelerine gidip savaşmaları, onların yaşadığı bağı zorlayıcı koşulları gözler önüne sermektedir. Bu durum, toplum olarak onların acılarını ve mücadelelerini daha iyi anlamamıza zemin hazırlamaktadır.Sonuç olarak, Suriyelilerin ülkemize akın akın gelmesi, sadece bir göç olayı değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel bağların yeniden canlanmasıdır. Bu insanlara yardımcı olmak hem insani bir sorumluluk hem de geçmişten gelen dostluğumuzun bir gereğidir. Bu süreçte onların acılarını anlamak ve onlara destek olmak, toplumsal bir dayanışma ruhu geliştirmemiz açısından elzemdir. Selam Sayılarımla

Tarım ve orman Bakanı İbrahim Yumaklı TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının bütçe yapay zeka destekli sulama otomasyonu uygulamalarıyla, tarımsal verimi artırırken, su sarfiyatını azalttıklarını söyledi. Yumaklı, “Adana’da pilot uygulamasını yaptığımız bu sistemi, 2025 yılında 7 bölgede 20 pilot sahada daha hayata geçireceğiz. Su ve sulama alanında, güncel rakamlarla 2,4 trilyon lira yatırım yaparak, 10 bin 661 tesisi hizmete aldık. Verimliliği artırmak için Türkiye genelinde yüzde 6 olan modern sulama sistemlerinin kullanım oranını %35’den %45’e çıkardık” dedi.Konuyla ilgili Gazetemizi arayan Çiftçiler Kadirli İlçesininde artık tarımda vahşi sulamayı bırakıp Yapay zeka Destekli Modern Sulamaya geçmesi gerektiğini bunun için Kadirli’ninde bir an önce pilot bölge kapsamına alınması gerektiğini söylediler.Bu konuda acilen çalışmalara başlanılmasını isteyen çiftçiler Savrun Barajınında inşaatının devam ettiği bu günlerde Savrun barajı fırsat olarak kullanılmalı yapay zeka destekli modern sulama sistemine geçilmelidir dediler.
Haber Merkezi

Kadirli şehit Kaan Çalin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin kaldığı yurtta ilçe müftülüğü tarafından gençlere yönelik anlamlı bir buluşma düzenlendi. Manevi değerlerin ön plana çıktığı etkinlikte bir sohbet gerçekleştirildi.
Din görevlileri tarafından sunulan programda, gusül abdestinin manevi ve fiziki temizliğe katkısı, İslam’daki önemi ve hayatımıza kattığı değerler ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Sohbet sırasında öğrenciler aktif bir şekilde katılım göstererek, merak ettikleri sorulara yanıt buldu.

“Kadirli Kitap Okuyor”projesi kapsamında
Kaymakam Erdinç DOLU,Kasım Ayında En Çok Kitap Okuyan Öğrenci Sayısına Sahip Okulların Müdürlerine Plaketlerini verdi. Kasım ayında en çok kitap okuyan öğrenci sayısına sahip İstiklal İlkokulu Müdür Yrd.Necati AKGÖLLÜ, Atatürk Ortaokulu Müdürü Koray ERDEMİR ve Yalnızdut Özel Eğitim Meslek Lisesi Müdürü Ünal AKDOĞAN’a plaketleri verildi. Düzen

Kadirli ilçesinde AK Parti kadın kolları 7. olan kongresi yapıldı. Kongrede Kadın Kolları İlçe Başkanı Leyla Tekerek seçildi
Kongreye, AK Parti Kadın Kolları Genel Merkez MKYK Sivil Toplum ve Halkla ilişkiler Başkanı Dr. Ayten Kesimal Aydın, MKYK Üye Dora Kübra Yıldız, Ak Parti İl Başkanı Mehmet Sadi Binboğa, Kadın Kolları İl Başkanı Sultan Okur, Kadirli İlçe Başkanı Hacı Mustafa Gök, Ak Parti İlçe ve Belde Başkanları, Kadirli İlçe Gençlik Kolları Başkanı, Belediye Başkanları ve partililer katıldı. Ak Parti Kadın Kolları İl Başkanı Sultan Okur, kongrede yaptığı açıklamada, Leyla Tekerek ve ekibini tebrik ederek başarı diledi.
Okur, ” Kutlu davamızın öncüleri, vefakar Kadın Kolları teşkilatımız ile geleceğe emin adımlarla yürüyoruz” dedi.
AK Parti Osmaniye İl Başkanı Mehmet Sadi Binboğa ise kongrenin hayırlara vesile olmasını diledi.
Binboğa, “Kadın kollarımız, güçlü teşkilat yapısıyla dünden bugüne davamızın en önemli yapı taşlarından olmuştur. İnandığımız yolda, birlik ve beraberlik ruhuyla daha büyük hedeflere kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.
AK Parti Kadirli kadın kolları ilçe başkanı seçilen Leyla Tekerek de kendisine ve ekibine güvenen teşkilat mensuplarına teşekkür etti.