SURİYELİLER AKIN, AKIN GİDİYOR

17 Aralık 202460

Son yıllarda, Suriye’deki iç savaşın etkisiyle birçok insanın ülkemize sığınması, bölgedeki tarihî ve kültürel bağların önemini yeniden gözler önüne sermiştir. Esat rejiminin zulmü, pek çok Suriyelinin can güvenliğini tehlikeye atarak göç etmesine sebep olmuştur. Osmanlı döneminde köklü bağlar kurduğumuz bu komşu ülkeye ait bireyler, ailevi ve kültürel ilişkilerle dolu bir geçmişe sahiptir.Sınırımızda 910 kilometrelik bir alan olması, tarihi akrabalıkların varlığı açısından önemlidir. Osmanlı atalarımız, bu topraklardaki huzuru sağlamak ve hac yolcularını korumak amacıyla bölgeye asker yerleştirmiş, orada yaşayan Türkmen topluluklarıyla güçlü ilişkiler tesis etmiştir. Ancak, Baba Hafız Esat’ın iktidarı ele geçirmesiyle birlikte, bölgede zulüm ve baskı dolu bir dönemi başlatmıştır. Bu baskılar, Suriyeli bireylerin Türkiye’ye sığınmasını kaçınılmaz hale getirmiştir.Suriyeli gençler, ülkesinde yaşanan açlık ve zulüm sebebiyle, kendi halklarıyla savaşa katılmaktansa başka bir gelecek arayışına yönelmişlerdir. “Neden Esat ile savaşmıyorsunuz?” sorusuna verdikleri cevaplar ise, acı bir gerçeği açığa çıkarmaktadır; gençlerin kendi milletleriyle savaşmaları, onları ölüme göndermekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesi, sadece hayatta kalma içgüdüsüyle bağlantılıdır.Türkiye, bu zor süreçte Suriyeli dostlarına kapılarını açmış ve onların burada bir yaşam kurmalarını sağlamış; alevlerin ortağında kalmış bir halkı kendi topraklarında ağırlamıştır. Bugün, Suriyeli bireylerin ekonomik geçim mücadelesine katkı sağlamak amacıyla arada bir ülkelerine gidip savaşmaları, onların yaşadığı bağı zorlayıcı koşulları gözler önüne sermektedir. Bu durum, toplum olarak onların acılarını ve mücadelelerini daha iyi anlamamıza zemin hazırlamaktadır.Sonuç olarak, Suriyelilerin ülkemize akın akın gelmesi, sadece bir göç olayı değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel bağların yeniden canlanmasıdır. Bu insanlara yardımcı olmak hem insani bir sorumluluk hem de geçmişten gelen dostluğumuzun bir gereğidir. Bu süreçte onların acılarını anlamak ve onlara destek olmak, toplumsal bir dayanışma ruhu geliştirmemiz açısından elzemdir. Selam Sayılarımla