Raf ömrü

21 Şubat 2025311

Raf ömrünü tanımlayamamış bir sıcaklıkla tamamlıyorum ruhunu. Her nefesinde ziyadesiyle zindeleşen ömrüme ömür katıyorum. Ne vakit dökünsem heybemi, içinde seni çoğaltan azığım hep hazır olur. Karın doymasından çok hisler aynasında mavi bulutlar serilir kalbime. Rüzgarın uğultusu saçlarının kır çiçeği bezenmiş kokusunu ruhumda tamamlar. Güneş perdelerini aralar, deniz dalgalarında kıyısını arayan yelken bakışlı bu adama. Ümitsiz ayrılık olmaz.. Söylesene her yıldız kaymasında göklerden kaç yıldız eksilir. Kaç yıldır eksiğim senden, çok eskiyim artık fotoğraflarına. Hangi çöle gitsem ayaz ve kutuplar bembeyaz. Lügatında tefsiri olmayan tesirli cümlelerde noktalamak isterdim seni. Girdabında çıkmaz sokağa açılan han kapılarına mühürlemek isterdim silüetini. Bir sonraki bahardan çiçekler toplamak isterdim sana. Yaşımdan hızlı ilerledi zaman bilemedim mesafelerin gördüklerimden daha uzak olduğunu. Zamanım olmadı sabrımın olduğu kadar. Tükenmeye yüz tutmuş tutuşmuş yüreğimle suskunluğumu çığırtkanlığa dönüştüren alevlerin arasında yandım ben sana. Elle tutulabilir bir alışkanlık değildin, oysa ben seni gözlerimle duyup kulaklarımda hissetmeyi tercih ettim. Bir nefes sıhhat gibi arkasına yaslanıp koca ömrün, bir avuç umut uzatmanı bekledim senelerce. Bir yudum sabah aydınlığında boğmaya çalıştın beni, suyun karşısında da kıyısı olduğunu bile bile.. Eksilen olmadın hiçbir zaman gün be gün bende çoğalmana rağmen.. Şimdi yeniden ayrılığa sarılma zamanı. Yeniden yeni şiirler yazma zamanı tıpkı eskiden olduğu gibi. Varlığında şiirim, yokluğunda şair. Bir umut mısrasında tutunmam lazım hayata. Yeni bir biz mutlu olmalı en azından nakaratlarda. Yosun tutmuş nehir taşlarında bir umut saçılmalı denizle birleşen o eski girdabında. Balık saçan köpüklü maviler yeniden başlamalı.