EDEP YAHU
Sevgili Kadirli Postası okurları Gözetleme kulesinin saygıdeğer takipcileri bu akşam bir dostumla sohbet etmekteyken giyim kuşamla ilgili açılan bir konuda sokakta kızlarımızın ve hanımlarımızın kıyafetleri ile ilgili konu açıldı ve sohbet derinleştikçe meselenin ne olduğu bir algı operasyonunun yalnızca konuşma dilinden başka elbiselerinde konuştuğunu anladık biz müslüman bir toplumuz bizde hanıma avrat denmesinin dil yapısı olarak kökeni Kuran-ı Kerimde belirtilen Avret mahalli ile ilgili emirlerin kadınlara avrat olarak Türkçeleşmesi ile biz bu kelimeyi kullanmaya başlamışız sözcük ilk başta bize kaba gelebilir ancak bu budur giyim kuşamda kadının saçının teline bile bir zararın gelmesi bir isyanın başlangıcı olarak bir milleti kahraman yapmıştır. Nasıl mı ? 12 Şubat 1920 tarihinde özgürlüğe düşkün olan milletin bağrından kopan Rıdvan Hoca ulu camide verdiği vaazde kalede Fransız bayrağı dalgalanırken size Cuma namazı fazr değil kalkın gidin der üslup ise o günün şartlarında adeta camiden kovmaktır galyana gelen millet saldırır ve kaledeki Fransız bayrağını indirerek Cuma namazını kalede kılar o tarihe yakın 3-5 gün önce Sütçü imam iki tane kadının başörtüsünü açmaya çalışan Fransız askerlerine hiç düşünmeden silahını doğrultmuş ve yere sermiştir.
Yine Maraşa girmeye gelen Fransız askerlerini karşılamak üzere o günlerde davul çalan abdal Halil Ağayı para ile kiralayıp bu Maraş’a girmede davulla karşılatmak isterler ancak hiç bir eğitimi olmayan abdal Halil Ağa Ermeni’lere hitaben derki bu Din bahsidir hemşerilerimin göğsüne çomak vuramam davulun içini altınlada doldursanız bu davul çalmaz diye konuya bir ivmede o kazandırır. İşte avratlarının giyim kuşamına isyana varan bir üslupla karşılık veren Maraşlılar peçesini bile açtırmadıkları kızlarının ve kadınlarının saçının telinden kaynaklı bir milletin isyanı başlamıştır.
Şimdi dönelim günümüze hanımlarımız gençlerimiz tabiki bizim evlatlarımız bizim dünyada gidecek başkada yerimiz yoktur. Saçının telini göstermekten imtina eden analarımızdan göbeğinin deliğini açan sırtını açan anne adayları yüreğimizi yakıyor. Bu işide bende Müslümanım diyerek yapması insanı biraz düşündürüyor. Algının ne olduğunu Avrupalıya benzemenin bedilini bir millet dini ile örf adet ve geleneklerini ezmekle hepimize gösteriyor. İş bu kadar vahimken onlarada şunları söylüyorum evladım illaki özgürsün istediğinizi mutlaka yapabilirsin ama bir at neden koşar bilirmisin çünkü atalarıda koşuyordu bir kuş neden uçar atalarıda uçuyordu bir portakal ağacı neden portakal verir ataları da veriyordu sizlerde bizlerin çocuklarısınız başıboş bırakılamazsınız bir şekilde Avrupa yelpazesinin rüzgarına kapılmış olabilirsiniz ama bizimsiniz bir şekilde algıya kurban gitmiş olabilirsiniz ama bizisiniz bizi dinlemiyor olabilirsiniz ama bizimsiniz ne yaparsanız yapın canımızsınız ciğerimizsiniz biz sizin için yine ölürüz sizi başkasının eline bırakma şansımız yoktur bunu etraflıca düşünün bedininiz de bir bölgeyi nasıl gösterebilirisiniz eğer bir bölgeyi göstermeniz ikinci bir bölgeye yol açar onun için hiç düşünmediğiniz geleceğinizi bir kerede siz düşünerek daha etraflı kararlar alın sokakta giden genç erkeklerin nefsi arzularıyla size yutkunarak bakması bedeninize verdiği zararı belki şu anda anlayamayabilirsiniz fakat bu toplumsal yaranın rüzgarına kendinizi kaptırmayın algıya teslim olmayın bir on dakikada ayırın ve düşünerek kalbinize soracağınız soruları ve maviyatınızı tartın biliyorum ki ayrılmadığınız özünüze tam dönecek ve daha huzurlu bir hayat yaşayacaksınız sizi öylede böylede her halinizle seviyoruz bir gözün bebeği emanete verilirmi elbette verilemez sizi göz bebeğimiz gibi seviyoruz lütfen dinimizi annemizi soyumuzu düşünerek hareket edelim gözlerinizden öpüyor sizleri Allah’a emanet ediyorum. Sevgili okurlarım Haftaya Salı görüşmek üzere Allah’a emanet olun.