Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘ Ben,sporcunun zeki,çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.’ sözü, sporda elde edilen başarının, sadece fiziksel yeteneklerle değil ahlaki değerler bakımından da donatılmış olması gerektiğinin altını ne güzel çiziyordu bir zamanlar.Ama devran dönüp de insanlar değişince,kazanmak için her yol mübah ,haram gündelik yenilen bir aş oldu .Tıpkı diğer sektörlerde olduğu gibi ahlaki çöküntü,erdemsizlik,aldatmaca ve yutturmalar Türk futbolunun da kökünü çürütmeye başladı.
Dün akşam bir büyük takımın sahasında müsabakanın daha ilk dakikalarında yaşananlar,geldiğimiz ve içinde bulunduğumuz acziyeti apaçık gösterdi.G.saray formasını taşıyan bir oyuncunun penaltı alabilmek için emek hırsızlığı yapması,kendini yerden yere atması dün akşamın utanç verici enstantanesiydi.Bu düzenbazlığa ayak uyduran maçın hakemi ile VAR hakemi de bu tiyatronun senaristleri…Adana Demirspor kulübünün maç esnasında çekilme kararı alması sonuç itibariyle (olmayan) Türk futbolunun marka değerini zedelemiş gibi görünse de bana göre bu yıllardır kurulmuş,ayarlanmış ve alıştırılmış bir düzene baş kaldırıştır.Türk futbolunu yalnızca iki büyük takımın lobi ve güç kavgasına teslim ederseniz,diğer takımlarla maddi dengeyi ayarlayamazsanız ki bu balona bir gün birisi iğneyi batıracaktı, o da Murat Sancak oldu.Ha,çekilmese daha mı iyi olurdu diye hep düşündüm fakat bu kadarı da fazla.Hem dünyanın transferini yap,içten destek, dıştan destek,yahu -30 averaj ile ligin son sırasında,16 yaşında gencecik kalecisi ile karşına çıkmış bir takıma karşı bile skandal bir penaltı almadan mücadele edemeyen bir takım ,ligin tepesinde tutuluyorsa bu ülkede futbol bitmiştir.
G.saray ve Fenerbahçe’ye endekslenmiş ve her hafta iki takımın maçlarındaki aksiyonlar ve karşılıklı atışmalara maruz kalmış bir ülkede,diğer takımların futbolcu ve taraftarlarına ciddi anlamda acıyorum.Diğer takımların hepsini badem görüp,Türk futbolunu ayaklar altına aldılar.Türk futbolu,ahlaksızlık ve düzenbazlık bataklığının dibine kadar saplanmış.Radikal bir iç temizliğin artık zamanı gelmedi mi? Bunun için gerekirse 3 yıl 5 yıl feda edelim,Avrupa’ya da gitmeyelim ama içimizdeki mikroplardan arınalım!