HER KELİME BİR MİRAS

8 Kasım 20251620

Ben her zaman dilimizin, sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda kimliğimizin ve kültürümüzün en değerli parçalarından biri olduğunu düşünmüşümdür. Türkçe, yıllar boyunca bizimle nefes almış, sevinmiş, üzülmüş ve hayal kurmuştur. Her kelimesi, her deyimi bir hatıra, bir kültürel miras taşır. Ancak bugün, farkında olmadan bu zenginliğe ihanet ediyor olabiliriz.

Günlük hayatımızda, sosyal medyada veya mesajlaşmalarda öylesine yabancı kelimeler kullanıyoruz ki, bazen kendi dilimizi fark etmeden kaybediyoruz. “Like at”, “update yap”, “download et” gibi ifadeler, sanki normalleşmiş gibi. Oysa Türkçede karşılıkları var: “beğen”, “güncelle”, “indir”. Küçük bir özen bile fark yaratabilir; hem kendimiz hem de kültürümüz için.

Öğrencilerimle derslerde konuşurken, onlara sadece doğru yazım kurallarını öğretmekle yetinmiyorum. Onlara Türkçenin ne kadar güzel ve güçlü bir dil olduğunu göstermek istiyorum çünkü bir kelimeyi özenle seçmek, bir duyguyu doğru ifade etmek, sadece bireysel bir beceri değil; toplumsal bir sorumluluk. Ben bazen kendi çevreme bakıp şaşırıyorum. Hemen herkesin konuşması hızla değişiyor, kelimeler kısalıyor, deyimler unutuluyor. “Sabreden derviş muradına ermiş” gibi atasözleri artık genç kuşak tarafından pek bilinmiyor. Oysa bu sözler sadece öğüt değil, geçmişten gelen bir kültürel miras. Onları hatırlamak ve günlük hayatımıza katmak, dilimizi korumanın en anlamlı yolu.

Kitap okurken de aynı şeyi fark ediyorum: Türkçenin incelikleri, cümlelerin ritmi, sözcüklerin büyüsü, düşündürme ve hissettirme gücünü ortaya koyuyor. Bir paragrafı tekrar tekrar okumak, kelimelerin arasında kaybolmak; bana dilimizin ne kadar derin ve zengin olduğunu hatırlatıyor. İşte bu nedenle, okuma alışkanlıklarını çocuklara ve gençlere kazandırmak, dilimizi geleceğe taşımak için en güçlü adımlardan biri.

Dilimiz yalnızca geçmişimizin değil, geleceğimizin de taşıyıcısı. Ne kadar özen gösterirsek, gelecek nesiller de o kadar güçlü bir kültürel mirasa sahip olacak. Dilimizi korumak, sadece kurallara uymak değil; kelimelerimizi bilinçle seçmek, cümlelerimizi dikkatle kurmak ve duygu ile düşünceyi doğru aktarmaktır.

Ben inanıyorum ki, Türkçe bizimle yaşayan, bizimle nefes alan bir varlıktır. Onu ihmal etmek, geçmişimize sırt çevirmek anlamına gelir. O yüzden gelin, kelimelerimizi özenle seçelim, cümlelerimizi dikkatle kuralım ve dilimizi yaşatalım. Çünkü dilimiz sadece bizim değil, gelecek nesillerin de sesi olacak. Ve unutmayalım ki, her kelime bir kültür, her cümle bir mirastır.