DİBİ GÖRDÜK!

7 Kasım 20251867

90’lı yıllarda Anadolu takımı oyuncularına sunulan ve yasal ceza statüsünde adı konulmayan teşvik primi ve hatır şikesi ile başladı aslında Türk futbolundaki usulsüzlükler.

Ezeli ve ebedi dostluklar, rakibe saygı, şeref ve onur gibi kavramlar zedelenmeye başlandı.

İddia ve bahis oyunlarının yasallaşması, zaten hile hurda için hazırda bekleyen geniş bir kitlenin ekmeğine yağ sürdü.

Gölgemizden şüphelenir, korkar olduk. Her bir hatanın, yanlışın arkasından türlü türlü senaryolar çizdik…Ve gelinen nokta, korkuların ve şüphelerin ne kadar yerinde olduğunu gösterdi.

Profesyonel liglerde görev alan yüzlerce hakemin bahis skandalına karıştığı belgelendi.
Oysa futbol,üzerinde pis dümenlerin döndüğü bir oyun değildi bizim için.Futbol bizim insanımızın çocukluk heyecanı,baba-oğul çekişmesi ya da kahvehane sohbetimizdi.

Onu da çaldılar elimizden.

Ne heyecan kaldı ne güven. Sonunu bildiğimiz film gibi maçların da skorunu az çok bilecek gibi izlemeye başladık.
Kararlarıyla sahada adalet dağıtmasını beklediğimiz insanların bahis işine bulaşması,Türk Futboluna kara bir gölge düşürdü.Sahadaki düdüğün para,çıkar ve bahis gibi kavramlara paralel ötmesi ,sahada ter döken futbolcunun,soğukta tribünde tir tir titreyen taraftarın ve televizyon başında koltuğunda heyecanla maçı bekleyen taraftarın hem heyecanını hem de hayallerini değersizleştirdi.
Futbolda,saha dışında güçlü olanın değil sahada iyi olanın kazanacağına inandık hep biz.Hakem,VAR odası ya da Türkiye Futbol Federasyonu…Hiçbiri güven vermiyor artık.
Belki bu olaylar derinden temizlik için bir fırsattır diye safça düşüneceğim fakat adaletin tokmağı yine piramidin en altındakilerin kafasına inecek gibi görünüyor.

Tek tek hakem toplamak, problemin sadece sonucunu tahtaya yazmaya benziyor. Asıl işlem ,maçların sonucuna kadar müdahale eden bahis mafyasının yuvasını bozmak…