Ülke olarak gün içerisinde sosyal medyadan hiç çıkmadığımız bir gerçek.O sayfadan bu sayfaya düşen yaprak misali savrulup duruyor zavallı mahkum zihinlerimiz. Kimi zaman öyle abartıyoruz ki,ocakta yanan yemekler,kaçırılan randevular,yetiştirilemeyen nice işler ve kaybolan,çöpe giden en değerli en kıymetli zamanımız.İşin içine bir de yapay zeka ve algısal çıkarımlar girince artık zihinlerimiz komple ele geçirilmiş durum haline geldi.Konuştuğumuzu bir kenara bırakın,araştırıp ,düşünüp hala uygulamaya koyamadığım şeylerimizin bile reklam olarak bize sürekli hatırlatılmasını ben artık çok masumane görmüyorum,kimse kusuru bakmasın.
Perde arkasındaki bu inanılmaz çıkarımları yapan ve tasarımını gerçekleştiren mühendislerin de çok saf niyetli olduğunu düşünmüyorum.Karşımızdaki algının neyi nasıl düşüneceğimi benden önce bilip bana farklı kanallarla sunması zihnimizi ne komik duruma getiriyor bir düşünsenize.Her şeyi sizin yerinize düşünen,hatırlatan ve nasıl davranacağınızı size söyleyen yapay bir sistem.
Biz senin yerine her şeyi hallederiz,sen kendini geliştirme, düşünme, araştırma,yaratıcılığını bir kenara bırak demek bu tam anlamıyla.
Evlerimizde perdeler vardır,mahremiyetimiz bizim özelimizdir,toplum olarak da zaten pek dikizlenmekten hoşlanmayız.Fakat,telefon ve bilgisayarlarımızdaki uygulamalar aracılığıyla konuştuğumuz, düşündüğümüz, yazdığımız, çizdiğimiz her şeyi takip ediyorlar, analiz çıkarımı vasıtasıyla haritamızı çıkarıyorlar.Yani ne bir perde var ne de bir kilit;içeri izinsiz girebilmek için evimizin anahtarını kopyalar gibi şifrelerimizi çözüyorlar.Sonra da bu algoritmalar vasıtasıyla bize ekranın başından ayrılamayacağımız,ilgimizi fazlasıyla çeken içerikleri yolluyorlar.Zaaflarınız ele geçirilip,manipüle edilerek belirli reklam verenlere satılıyor.Tüketiciyiz sıfatıyla bir anda tüketilen konumuna düşüveriyoruz.7/24 izlenmek de cabası.Birileri bizi fena halde gözetliyor.Ve şunu da unutmayın ki bir şey önünüze bedava sunuluyorsa aslında ürün sizsiniz.