B PLANI
61 yıl hükmünü sürdüren fakat 12 günde devrilen Esad rejimin ardından Suriye’deki toz bulutu henüz kalkmadı,bana sorarsanız bir 10 yıl daha bu bölgede ne sular durulur ne de kum fırtınası biter.Aslına bakarsanız,kartlar yeniden karılacak,başka bir ifadeyle satranç tahtası yeniden açılacak,tüm kozlar yakında Katar’da gerçekleşecek ve bölgenin geleceğini etkileyecek toplantıda masaya yatırılacak.Bu anlamda Türkiye,bu masaya çok güçlü oturma şansını da elde etti.Nitekim Şam Büyükelçiliğinde 12 yıl aradan sonra dalgalanan Türk bayrağı bölgede cirit atmaya meyilli diğer güçlere de bir gözdağı oldu.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın apar topar Türkiye’ye ziyaretinin altında da bu korku ve endişe var,yeşil alandaki ezici Türk hakimiyeti,ve Ayn-el Arab’a doğru amansız ilerleyiş , anlaşılan terör destekçilerini epey terletmiş.Sarı bölge diye adlandırdığımız alandaki yerlerden biri olan Kamışlı’nın onlar için önemi büyük,ordaki üsleri halen mevcut.Ankara’dan ayrılırken ki yüz ifadesine bakacak olursak Türkiye’den aldığı cevap da onu baya terletmiş.Özellikle ‘’Bundan sonraki hayatında başarılar dileriz.’’ sözü.
Öte yandan HTŞ güçlerinin Şam’a ilerlediği esnada topla tüfekle resmi kurumları,bilhassa El-Muhaberat ( Suriye Gizli Servisi) binasını bombalayan İsrail’in hedefinde kim ve neler vardı sorusunu da pek soran olmadı. Nelerin diğer ülke istihbaratlarının eline geçmesini istemediler? Cevap çok basit; Çünkü bu binada İsrail’i ve Netanyahu’yu zora sokacak çok gizli belgeler muhafaza ediliyordu.Esad’ın İsrail çıkarları doğrultusunda İran’ı hatta Hamas örgütünü nasıl sattığı da o belgelerde olanlardan.Ama bu gizli belgelerin bombalama anına kadar orada kalması pek akla yatmıyor.Esad ve yanındakiler tarafından Rus gizli servisi ile alınmış olması ihtimal,daha iyi bir ihtimal Türk İstihbaratının da bu bilgilere vakıf olması.
Sonuç olarak Türkiye’nin bölge coğrafyasındaki ilk temennisi Suriye’nin üniter yapısının korunması.Ama bu biraz zor sağlanacak gibi.İsrail,’’Davut’’ koridorunu açık tutmak için kendi yarattığı silahlı DEAŞ militanlarını sahada tutmaya çalışacak,Kamışlı tarafındaki silahlı PKK tehditinin sürekli varlığını da ABD destekleyecek.Sınırlarımızın güvenliği ve bölgenin huzuru için bu unsurların o topraklardan def edilmesi,kararlı,eli güçlü olan bir Türkiye’nin ,Katar’da gerçekleşecek olan kritik toplantıya mutlaka bir B planı ile girmesi şart.