İnsanoğlu kıt kanaat ayakta kalmaya,karnını doyurmaya,var olmaya çaba gösterirken onlar, milyarlarca insanla resmen dalgasını geçiyorlar.Ama bunu yapa dursunlar ; onlara inat varoluşumuzun manasını ve yozlaştırılmaya çalışılan inançlarımızı yitirmemeye gayret sarf ediyoruz.
İklim sorunu,açlık krizi,enflasyon dalgalanmaları,bölgesel savaşlar gibi etrafımızı saran ateş çemberinin ortasında debelenip duruyoruz ve her defasında önümüze birkaç debelenmelik yem serpiştiriyorlar; meselesiz,sorunsuz yılımız,ayımız ya da günümüz yok…Oysa sahnenin diğer tarafında dünyanın hiçbir ağır yükü yok.Yatlarda,saraylarda üç gün üç gece düğün çalanlar,özel jetleriyle dünyada basmadık yer bırakmayan ünlüler,siyasetçiler,kısacası zenginler,ağızlarını açıp kapatmalarıyla savaş başlatıp bitirenler…Hepsi aynı gemide.Her birinin ayak izi birbirine karışmışken ”Karbon Ayak İzini Azaltma” bahanesiyle küresel planlarını ülkelere iklim yasası adı altında dayatmaya başladılar.
Bizler usul usul iklim yasasını çıkarırken,küresel patronlar,iklim krizi ile dalgalarını geçiyorlar.Yoksa 100 küsü özel jet ,sadece bir düğün için Venedik’e iner mi Allah aşkına! Bu jetlerin atmosferde kanat izi yok mu?
Ama ne zeka…Sıfır karbon üzerinden ne politikalar üretilip üzerimize dayatılıyor. Eğer onların dediği gibi dünya ısınıyorsa bu ısınmada en çok katkısı olanların sorunu.Benim ülkem ısıtmadı ki soğutma yasasına tabi kılınsın.
Bilimin,ilmin kitabını,sayfalarını istedikleri gibi baştan yazıp basabiliyorlar.Bize bilim diye yutturulan şey artık baştan aşağı politik!