Uzak dalgaların cesaretinden istiyorum kıyılara vurmak gibi. Göz mesafesini yanılgıya uğratıp zamanın ötesinde bulunmak gibi. Kaç bahar kaçırmış çiçeğin, yaprak döküm zamanı açması gibi. Hiçbir yıldız bilemezdi kayıp gittikten sonra yerinin dolmadığını. Ve gecenin karanlığının siyaha büründüğünü.. Bir gün, ayazdan önce, fırtınaya gebe bir günde ay tutulması neticesinde gökte oluşan renk cümbüşünde bir nida yükseldi. Her hücrede bir belirsizlik, her bakışta bir kararsızlık.. Kör düğüm yakarışların ensesinde bir mazlum hikaye kimilerinin yaralarını azdırdı, kimilerine sayfalarını yazdırdı.. Okunamamış mektup sayfaları, yaşanmamış kader olaylarını iç ederken satır aralarında cesaret timsali bir dua kıpır kıpır gönül hanesini aydınlatır.Senelerce uzatılmış ve hep tutulmayı beklemiş eller, amin sıcaklığında kapanışı yapar. Mevsim geçişi gibi kalp yetmezliği asırlara bedel bir değişim yaşar. Tutulmalar tutukluluk halinden özgürlüğe çırpınan kuşların kanatlarına takılır. Serüven dünyalar arası bir yolculuğa dönüşür. Bekleyiş hep bir arayıştır oysa. ‘Kimi zaman’ dedikleri söz öbeği, hangi zamanda kimi nasiplendirmekle alakalıdır ki cesaretin menbağı kendisine sunulan bir fırsatlar diyarıdır. Koşuşturmacanın selahiyeti ve selameti açısından perde aralanır yaldızlı bahçeleri olan kıvılcım ahına. Çekmekten beter çektirmek. Tutar mı tutmaz mı, o da tüm gizemiyle kişide saklı kalır.. Saklı duyguları ipte sallanmakta olan bir cesedin, gassalın elinde ar duvarlarından arındığını gören meyyit gibi ruhunu hapsediyor ruhuna aşkın. Taşkınlık yapmadan sessizce gösterilen bir köşesinde bekliyor atını geçebilmek için sıratı. Buz gibi suratlar iklim değişikliğine hazır bir soğuklukta ve de beyazlıkta. Ölümden arta kalan kırıntılar bütün nazlılığı ile soğuk duş etkisi yapan ecel gününden sıyırıp bedeni ruhundan attığı ateşte ısıtmaya çalışması da cabası. Kaldı ki diye başladığı cümlelerin gördü ki ne dinleyeni ne de anlayanı kalmış. Kala kala iki depresif çalıntı çalgı kalmış geçmişi yaad eden. Kulağında pas bırakan ateş yalağında tası bulunan. Duası bol olmayanın ateşi bol olur. Nasıl bir cesaret ki bütün okumaları meydan da kaldı. Dayan artık ne kadar duyanın olursa..